porno bonusu veren deneme siteleri japon ddneme pornosu bonusu veren siteler porno deneme sikis bonusu sex veren 31 siteler bedava porno bahis deneme veren izle sikis siteleri bedava porno bahis deneme veren izle sikis siteleri zinimi binizi virin sitilir karini sikiyim keMAL
Seyahatim için uçakla Üsküp’e gidip, oradan da otobüsle Ohrid’e gitmeyi planlıyorum. Gostivar üzerinden Ohrid’e gidecek otobüse bilet alıyorum. Otobüs beklerken, minibüsün biraz büyüğü bir ulaşım aracı terminalde önüme yanaşıyor. Üsküp havalimanından şehir merkezindeki otobüs garajına gidiyorum. Bizim, televizyonda 1970’li yıllardaki Türk filmlerinde gördüğümüz otobüslerin benzerleri buralarda yollarda. Hepimizi karışık bir şekilde araca oturuyoruz. Yaklaşık 14-15 kişi yolculuk yapıyoruz. Bizim midibüs – minibüs arası olan aracımız homurtularla dağa tırmanırken bir anda yolun ortasında bozuluyor. Şoförümüz inip, arabayı tamir etmeye çalışsa da pek başarılı olamıyor. Şehirler arası sefer yapan otobüslerin bozulduklarına daha önce de başka ülkelerde şahit olmuştum ama hepimiz çok sakindik. Ama herhalde en sakin tepki verenler burada yaşayan insanlardı. İki saatlik rötar sonucunda, yardıma gelen yine aynı seyahat şirketinin bir başka aracı oluyor. Yola devam ediyoruz. Dağları aştıktan sonra, Ohrid’in düzlüğünü görüyorum. Ohrid’in merkezde inip, göl manzaralı otele yerleşmem yarım saatimi alıyor. Ohrid Gölü’nün görüntüsü bence Balkanlar’ın tartışmasız en güzel manzaralarından biri. Göl çevresinde yapabileceğiniz bir çok aktivite var. Mesela tekne turu, kano, yüzme, yelken gibi her türlü olanaktan yararlanabiliyorsunuz… Etrafta bu kadar çok Türkçe konuşan insan bulabileceğimi düşünmezken, Ohrid’in eski çarşısının içinde kendimi köfte yerken buluyorum. Köftesini özellikle tavsiye ediyorum. Çok lezzetliler. Köfte yediğim restoran sahibinden bu lezzetin sırrının besi hayvanlarının doğal ortamında organik besinlerle yetiştirildiğini öğreniyorum. Ohrid Gölü kenarında üç şehir kurulmuş. Bunlardan biri, Arnavutluk’a ait Pogradec, diğer ikisi ise Makedonya’a ait Ohrid ve Struga. Ohrid’de Romalılar zamanından kalma antik tiyatro bulunuyor. Tiyatroda Romalılar, gladyatör dövüşlerini düzenler ve izlerlermiş. Makedonlar’ın Ohri olarak adlandırdıkları bu turistik şehir, tarihte birçok defa el değiştirmiş. İlk zamanlar Makedonya Krallığı’nın egemenliğinde olan şehir, sırasıyla Slavlar’ın, ardından Doğu Romalı İmparatorluğu’nun sonrasında ise Bulgarlar’ın egemenliğine girmiş. Doğu Roma, Bulgarlar’dan şehri tekrar ele geçirmelerine rağmen 1395-1912 yılları arasında Osmanlı egemenliği altında yaşamış Ohrid, 20. yüzyılın başlarında Yugoslavya Krallığı’na katılmış. 1943 yılında adını Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti olarak değiştiren ülke içinde devam ettiren şehir, 1991 yılında ise Makedonya’nın bağımsızlığını elde etmesiyle, Makedonya sınırları içinde kalmıştır. Balkanlar’ın bu en önemli turizm merkezlerinden olan Ohrid Gölü ise bugün Yugoslavya’nın dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan Arnavutluk ve Makedonya arasında doğal bir sınırdır. Tarihi milattan önce 4. yüzyıla kadar dayandığı iddia edilen Ohrid Kalesi’nden çok güzel bir şehir ve göl manzarası sizleri bekliyor. Türkiye dışında başka herhangi bir ülkede yemeklerin tadının bu kadar iyi olabileceğini önceden hiç düşünmemiştim. Gölde av yasağı olmasına rağmen Belvica adını verdikleri bir göl balığının avlanmasına izin veriyorlar. Yediğim bu balığın tadı çok nefisti. Ohrid ayrıca konaklama konusunda da en az problemin yaşayacağınız ve kendinizi yabancı hissetmeyeceğiniz belli başlı yerlerdendir. Göl kenarında turist olduğunuzu farkeden kişiler yanınıza yaklaşıp, otellerin de boş odaları olduğunu söyleyebilirler. Benim yaptığım gibi pazarlık da yapabilirsiniz. Şehirde çok sayıda kilise var. Ayrıca şehirde, daha az sayıda da olsa Osmanlı döneminden kalma camiler de bulunuyor. Ohrid otogarı, şehir merkezinin iç kısmında bulunuyor. Otogar yolunda, Hacı Durgut Camii’nde duruyorum. 1466 yılında yapılan cami Osmanlı dönemini Balkanlardaki izlerini günümüze taşıyan yapıların başlıcalarındandır.