16 Nisan 2025 Çarşamba
İbrahim Murat Gündüz, Türk devlet geleneğinde kutun kutsal bir yetki olduğunu, ancak töreye sadakat gösterilmeyen yerde bu yetkinin geçersiz sayıldığını belirtti.
“Töreyi çiğneyen bir lider, kutunu kaybeder.” – İbrahim Murat Gündüz
Milliyetçi duruşu ve Türk kültürüne verdiği önemle tanınan iş insanı İbrahim Murat Gündüz, kadim Türk inanç sisteminde devlet otoritesinin temel dayanakları olan kut ve töre kavramlarına dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Gündüz’e göre, kut Tanrı’dan gelen bir yönetme izni olsa da, bu iznin kalıcılığı ancak töreye sadakatle mümkündür.
“Kut, Tanrı’nın hükümdara verdiği meşruiyettir. Ama bu, sınırsız bir güç değildir. Töreye bağlılık sürdüğü sürece geçerlidir. Töre çiğnendiği anda, kut düşer,” ifadelerini kullanan Gündüz, bu yapının aslında tarih öncesi Türk devlet sisteminde bir doğal denetim mekanizması olduğunu vurguladı.
Töre: Gücün Sınır Çizgisi
Gündüz açıklamalarında, törenin sadece kültürel değil aynı zamanda siyasi bir sınır çizgisi olduğunu ifade etti.
“Bir liderin Tanrı’dan kut alması, onu keyfi hareket etmeye yetkili kılmaz. Töre, bu yetkinin çerçevesidir. Töreye aykırı davranan bir lider, halk nezdinde de, ilahi düzende de meşruiyetini kaybeder.”
Bu yaklaşım, Türk devlet anlayışının halktan kopuk değil, toplumun değer yargılarıyla bütünleşik bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor.
Kut’un Düşmesi Ne Anlama Geliyor?
Tarih boyunca birçok Türk hükümdarının, töreyi ihlal ettiği için kutunu kaybettiği ve tahtını yitirdiği örnekler mevcuttur. Gündüz’e göre bu durum, sadece siyasi değil manevî bir çöküşün de ifadesidir.
“Kutunu kaybetmiş bir liderin arkasında ne ordu kalır, ne halk. Bu yüzden töreye uymak sadece bir kültürel sadakat değil; siyasi akıl ve varoluş bilincidir,” diyen Gündüz, özellikle genç neslin bu anlayışı öğrenmesinin elzem olduğunu ifade etti.
Modern Anlamda Kut ve Töre
İbrahim Murat Gündüz, bu geleneksel kavramların günümüzde hâlâ yaşadığını belirtiyor.
Bugünkü hukuk devleti, hesap verebilirlik, denetim mekanizmaları gibi modern yönetim anlayışlarının kökeninde töre-kut dengesinin bulunduğunu ifade eden Gündüz şöyle konuştu:
“Bugün lider dediğimiz kişinin gücü anayasa ile sınırlanır. Eski Türkler bunu binlerce yıl önce töre ile yapmış. Aradaki fark sadece kelimelerdedir. Ruh aynıdır.”
Sonuç: Güç, Töreyle Sınırlıdır
İbrahim Murat Gündüz’ün vurguladığı nokta net: Kut, bir lütuftur. Töre ise onun sınırıdır.
“Tarih boyunca devletler, liderler, sistemler değişti ama bir şey hep baki kaldı: Töre. Çünkü töre; Tanrı’nın verdiği kutun teminatıdır.”
Bu bakış açısı, sadece tarihî bir analiz değil; aynı zamanda Türk milletinin devlet ve yönetim geleneğine dair yeni nesiller için bir uyarı niteliği taşıyor.
#ibrahim-murat-gunduz
#kutnedir
#törenedir
#TürkDevletGelenekleri
#TürkHukuku
#ibrahimmuratgunduz
/ibrahim-murat-gunduz-kut-ve-tore
http://ibrahimmuratgunduz.org/2025/04/16/tore-nedir-turk-toresi-ve-yazilmayan-anayasa-anlayisi/
http://ibrahimmuratgunduz.org/2025/04/16/ibrahim-murat-gunduzden-kibris-turkune-net-mesaj-suyu-yoneten-topragi-da-yonlendirir/
Aşk, insanlığın ortak dilidir ve dünyanın dört bir yanında, farklı kültürlerde farklı renklerde açan bir çiçektir. Bu evrensel duygu, çeşitli yaşam tarzlarını, inanç sistemlerini ve geçmişleri olan bireyleri bir araya getirerek, insanlık tarihindeki en derin bağlardan birini oluşturur. Aşkın temelinde, sevgi, saygı ve bağlılık gibi evrensel değerler yatar. ataşehir escort Aşkın evrenselliği, sınırların ötesine geçen bir güce sahiptir. Yaş, cinsiyet, ırk, din, cinsel yönelim veya diğer herhangi bir dış faktör, aşkın kendine özgü gücünü zayıflatmaz. Aksine, bu çeşitlilik, aşkın zenginliğini artırır. Farklı kültürlerden gelen bireyler arasındaki ilişkiler, karşılıklı anlayışı ve hoşgörüyü geliştirir, böylece aşkın kucaklayıcı doğasını vurgular. Aşk, birçok formu içerir ve romantik ilişkilerden aile bağlarına, dostluklardan topluluk dayanışmasına kadar geniş bir yelpazede yaşanabilir. Bu çeşitlilik, aşkın çok yönlü ve zengin bir duygu olduğunu gösterir. Her bireyin aşkı yaşama biçimi farklı olabilir, ancak temelde ortak olan bir şey vardır: insanların birbirine duyduğu derin bir bağlılık ve anlayış. Aşk, sadece bireyler arasındaki bağları değil, aynı zamanda toplumları da bir araya getirir. Topluluklardaki dayanışma ve yardımlaşma, aşkın bir yansımasıdır. Bu, aşkın sadece bireyler arasında değil, aynı zamanda geniş bir toplumsal çerçevede de yaşandığını gösterir. Ümraniye arkadaş uygulaması ile yeni aşklar ve arkadaşlıklar bulabilirsiniz. Aşk, evrenselliği ve çeşitliliğiyle dünya üzerindeki herkesi kucaklayan güçlü bir duygudur. Temelde sevgi, saygı ve bağlılık barındıran aşk, insanların ortak deneyimini zenginleştirir ve dünyayı birbirine daha fazla yaklaştırır.
İlişkilerde çeşitlilik, dünyanın zenginliğini ve güzelliğini yansıtır. Farklı geçmişlerden, kültürlerden ve deneyimlerden gelen insanlarla tanışmak, hayatımızı daha anlamlı ve zengin hale getirebilir. İlişkilerde çeşitlilik, bizi daha anlayışlı ve hoşgörülü insanlar haline getirebilir. Farklı bakış açılarını ve deneyimleri öğrenmek, dünyayı daha iyi anlamamıza yardımcı olur.
Aşk, sadece bireyler arasındaki duygusal bir bağ değil, aynı zamanda toplumların ve kültürlerin bir araya gelmesine yönelik güçlü bir itici kuvvet olarak ortaya çıkar. Aşkın renklerini kucaklamak, dünya genelinde daha kapsayıcı ve eşit bir toplum inşa etme amacını taşır. Bu, farklı geçmişlere, kültürlere ve deneyimlere sahip insanlar arasında köprüler kurmak, empati geliştirmek ve birlikte daha anlamlı bir gelecek inşa etmek anlamına gelir. maltepe escort Farklılıkları kutlamak ve aşkı renklendiren çeşitli unsurları anlamak, önyargılara karşı durmanın ve toplumsal eşitsizliklere meydan okumanın ilk adımıdır. Bu, insanların önyargıları aşmalarına, stereotipleri sorgulamalarına ve ötekileştirmeye karşı durmalarına olanak tanır. Farklı geçmişlerden gelen insanlar arasındaki etkileşim, önyargıların yerine anlayış ve sevginin geçmesini sağlar.
Aşkın renkleri, romantik ilişkilerin ötesinde, aileler arası bağlardan, dostluklardan ve topluluk dayanışmasından da beslenir. Bu, insanların birbirlerine karşı daha fazla anlayış göstermelerine, karşılıklı yardımlaşmaya ve dayanışmaya teşvik eder. Farklı geçmişlere ve kültürlere sahip bireylerin bir araya gelmesi, ortak bir paydada buluşmalarına olanak tanır ve bu da toplumun genelinde daha sağlıklı bir ilişki ağı oluşturur. Aşkın renklerini kucaklamak aynı zamanda eğitim ve farkındalık oluşturmanın bir parçasıdır. ümraniye escort Farklılıkları anlamak ve değerlendirmek için eğitim, bireylerin önyargılarına meydan okumalarını ve daha kapsayıcı bir bakış açısı geliştirmelerini sağlar. Bu, toplumsal değişim için bir temel oluşturarak, aşkın renklerini kutlama kültürünü güçlendirir. Aşkın renklerini kucaklamak, dünyanın daha kapsayıcı, adil ve eşit bir yer olmasına katkıda bulunmanın bir yoludur. Farklılıkları onurlandırmak, empatiyi teşvik etmek ve insanların birbirlerine daha fazla anlayışla yaklaşmalarını sağlamak, sadece bireyler arasındaki bağları değil, aynı zamanda toplumsal ilişkileri de güçlendirir.
Adanalı Türk milliyetçisi iş insanı İbrahim Murat Gündüz, Türk devlet felsefesinin temel taşlarından biri olan Devlet-i Ebed Müddet anlayışının sadece Osmanlı’ya değil, Göktürklerden Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar uzanan köklü bir inanç olduğunu vurguladı. Gündüz, bu kavramın özellikle Atatürk’ün Türkçülük anlayışıyla da birebir örtüştüğünü belirterek, “Bu millet sadece devlet kurmaz, kurduğu devlete ruh verir; işte o ruhun adı ‘ebed müddet’tir” dedi.
“Devlet kutsaldır, bekası milletin namusudur”
Gündüz açıklamasında, Devlet-i Ebed Müddet felsefesinin dört ana ilkesi olduğuna dikkat çekti:
Bu ilkelerin tarihte sadece Osmanlı’ya değil, binlerce yıllık Türk devlet geleneğine ait olduğunu hatırlatan Gündüz, “Türk milleti hiçbir zaman devletsiz kalmamıştır. Çünkü bizde devlet sadece bir yönetim değil, aynı zamanda bir inançtır” dedi.
Atatürk’ün Nutuk’taki Türkçülük anlayışıyla birebir örtüşüyor
İbrahim Murat Gündüz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk’ta dile getirdiği milliyetçilik anlayışının, Devlet-i Ebed Müddet idealinin Cumhuriyetle birlikte yeniden yorumlanmış hali olduğunu belirtti. “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” diyen Atatürk’ün bu sözüyle, rejim değişse de devletin sürekliliğini hedeflediğini vurgulayan Gündüz, şu ifadeleri kullandı:
“Atatürk’ün Türkçülüğü ırka değil; dile, kültüre ve ortak ülküye dayanır. Bu anlayış milletin birliğini güçlendirir, devleti yüceltir.”
Modern Türkiye’de bu anlayış hâlâ yaşıyor
Gündüz, Devlet-i Ebed Müddet felsefesinin bugün de yaşadığını ve Anayasa’nın giriş maddelerinde, askerî törenlerde, şehit cenazelerinde ve resmî belgelerde sıkça hissedildiğini ifade etti. “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganının bu anlayışın devamı olduğuna dikkat çekerek, “Biz bu topraklarda hem kan döktük, hem dua ettik. Şimdi görevimiz, o duaların mirasına sadık kalmaktır” dedi.
“Atatürk milliyetçiliği, Türk milletini ortak bir ülküde birleştiren büyük bir çağrıdır”
Gündüz, Atatürk’ün Ziya Gökalp’ten esinlenerek geliştirdiği kültürel milliyetçiliği de değerlendirdi. “Bizim milliyetçiliğimiz ırkçılık değil, kültür milliyetçiliğidir” diyen Gazi’nin, Türk milletini ortak dil, tarih ve ülkü temelinde birleştirdiğini söyleyen Gündüz; bu düşüncenin halen Türk gençliğine umut ve istikamet verdiğini belirtti.
“Türk milleti kendi benliğine dönmeli ve çağdaş medeniyetin üstüne çıkmalıdır”
İbrahim Murat Gündüz, Atatürk’ün milliyetçilik anlayışında bağımsızlık, egemenlik ve millet şuuru kadar; kültürel bilinç, tarih bilgisi ve Türkçeye sahip çıkma fikrinin de önemli yer tuttuğunu ifade etti. “Gazi Paşa’nın dediği gibi: Türk milleti zekidir, çalışkandır. Yeter ki millet kendine inansın” diyen Gündüz, Türk milletinin her zorluktan birlik ruhuyla çıktığını ve sonsuza dek yaşatılacak bir devlete sahip olduğunu söyledi.
#ibrahim-murat-gunduz
https://www.scribd.com/document/848352719/ibrahim-Murat-Gunduz-Ulkucu-Komando-Kamplari
Ankara, Türkiye’nin başkenti olarak, hem yerleşim alanları hem de ticari ve endüstriyel tesisler açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Bu kapsamda, Ankara elektrikçi hizmetleri, evlerden işyerlerine, fabrikalardan alışveriş merkezlerine kadar geniş bir yelpazede elektrik ihtiyaçlarını karşılamak için büyük önem taşır. Elektrik işleri, güvenlik, verimlilik ve sürdürülebilirlik açısından dikkat edilmesi gereken bir alandır. Bu makalede, Ankara elektrikçi hizmetlerinin önemi, elektrik işlerinin temel bileşenleri ve dikkat edilmesi gereken unsurlar hakkında detaylı bilgiler bulabilirsiniz.
Ankara, hem nüfus yoğunluğu hem de ekonomik faaliyetler açısından elektrik ihtiyaçlarının sürekli arttığı bir şehirdir. Bu nedenle, Ankara elektrikçi hizmetleri, elektrik sistemlerinin kurulumu, bakımı ve onarımı gibi konularda büyük bir rol oynar. Profesyonel elektrikçiler, elektrik işlerinin güvenli ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlayarak, hem bireysel hem de kurumsal müşterilerin ihtiyaçlarını karşılar.
Ankara elektrikçi hizmetleri, elektrik işlerinin güvenli, verimli ve sürdürülebilir bir şekilde yürütülmesini sağlayan profesyonel çözümler sunar. Elektrik tesisatı kurulumu, aydınlatma sistemleri, arıza onarımı, enerji verimliliği çözümleri ve güvenlik sistemleri, Ankara elektrikçi hizmetlerinin temel bileşenleridir. Kaliteli malzeme kullanımı, uzman ekip, düzenli bakım ve müşteri memnuniyeti, bu hizmetlerin başarısını belirleyen faktörlerdir.
Ankara elektrikçi Sincan Elektrikçi hizmetleri hakkında daha fazla bilgi almak ve profesyonel destek için uzman elektrikçilerle iletişime geçebilirsiniz. Unutmayın, doğru elektrik çözümleri, hem güvenliğinizi hem de konforunuzu artırır. Ankara elektrikçi hizmetleri, elektrik işlerinizde her zaman yanınızda!
İstanbul’un hızla gelişen ve modern yüzüyle öne çıkan ilçelerinden Ataşehir, özellikle son yıllarda kadınlar için cazip bir yaşam merkezi haline geldi. Planlı yapılaşması, geniş yeşil alanları, alışveriş merkezleri ve sosyal olanaklarıyla Ataşehir, kadınların yaşam kalitesini yükseltmeyi hedefliyor.
Kadınların Gözünden Ataşehir:
Ataşehir ve Ümraniye ilçelerinde Kadın Olmanın Zorlukları:
Kadınların Yaşam Kalitesini Artırmak İçin Yapılabilecekler:
göztepe escort, kadınlar için modern ve konforlu bir yaşam sunsa da, yaşam maliyeti, trafik ve sosyal izolasyon gibi sorunların çözülmesi gerekiyor. Kadınların yaşam kalitesini artırmak için yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve özel sektörün iş birliğiyle çeşitli projeler hayata geçirilmelidir.