Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu (TUGİK) Genel Başkanı olan Erkan GÜRAL, Türkiye’de aile şirketlerinin artık kurumsallaşma sürecine girmesi gerektiğini ve markalaşma çalışmalarına hız verilmesinin öneminden bahsetti. Güral, KOBİ’lerin finansmanının kolaylaşması için faizlerin makul seviyeye çekilmesi gerektiğini belirterek, geçmişten gelen sıkıntıların temelinde yatan en büyük problemin faiz olduğunu söyledi.
– Faizler indirildi, sektörü ve tüketicileri nasıl etkileyecek?
Faizler her zaman için hepimizin ortak derdi,ortak konusu. Bugün, sadece inşaat sektörün için değil, KOBİ’lerin finansman erişimini kolaylaştırmak açısından faiz önemli bir konu. Yüksek faiz oranlarıyla beklenen istihdam yaratılır mı? Gerçekten çok zor oluyor. İş dünyasının temsilcileri olarak bizler faizlerin düşmesi ve kolay finansman temin edilmesiyle ilgili her zaman bir beklenti içinde oluyoruz. Faizlerin makul seviyeye çekilmesiyle sanayi tesislerinin sayısı artacak, dolayısıyla bu istihdam demek. Üretim yapılacak, katma değer demek. Bu anlamda sadece bu günün değil, geçmişten gelen sıkıntılarımızın temelinde yatan en büyük problem faiz. Tabii bir oranı olacak, fakat dünya standartlarının son derece üstündeyiz biz. Bu anlamda ümüt ediyorum ve bekliyorum hatırı sayılır ve gerçekten finanman erişimlerini kolaylaştıracak indirimler gelecektir.
– KOBİ’lerin çoğunluğu aile şirketleri şeklinde ilerliyorlar. Farklı ne yapılmalı ilerleme için?
Dünya ekonomisin temeli KOBİ’lere dayalıdır. Ülkemizde de yüzde 99.5 oranında aile şirketlerinin içerisinde bulunduğu, aile şirketi statüsüyle çalışmaya devam eden KOBİ’lerimiz var. KOBİ’ilerin daha büyümesi ve gelişmesi onların da kendilerini geliştirebilmeleri lazım. Ülke ekonomisi, eğer KOBİ’lere dayandırılıyorsa bizim de ülke ekonomimizi geliştirebilmemiz için, bir ölçek ekonomisi uygulanması, mikro işletmelerin küçük işletmelere, küçük işletmelerin orta işletmelere, orta işletmelerin büyük boy işletme statüsüne gelebilmesi lazım. Tabii aile şirket yönetimi de burada son derece önemli. Büyümesi ve gelişmesi, aile şirketlerinin yönetim felsefelerinin belirlenmesi, kurallarının konulmasıyla ancak bu mümkün oluyor. Ülkemizde de çok üzerinde durduğumuz bir söz vardır, ‘birinci nesil kurar, ikinci nesil büyütür, üçüncü nesil batırır’ diye. Evet batar, eğer şirket kurallarını koymazsanız, kurumsallaşma sürecini yapmazsanız şirketinizde, bunlar kaçınılmaz sondur. Tabi bu anlamda kurucuların gençlere bir şans vermesi gerektiğine de inanıyorum. ‘Ben kurdum, ben büyütürüm, ben yönetirim’ felsefesinde olmamak lazım.
– Derneğinizde aile şirketleri ve KOBİ’lerle ilgili ne gibi zorluklar, konular daha ön plana çıkıyor?
Bizim konfederasyonumuz bünyesinde 500 farklı sektör ve meslek var. Yani bu gün şu anda oturalım yazalım desek yapamayız. O kadar fazla geniş sektör ve meslek oluştu artık ülkemizde. Her birinin kendi içerisinde yaratabildiği katma değer var. Markalaşma sürecini tamamlamış şirketler var, fakat yeni doğmuş büyümekte olan, katma değeri son derece yüksek işler yapan gençlerimizin kurduğu şirketler var. Ben bu girişimcilerin daha fazla ön plana çıkarılması ve onlara gerek kendi kurdukları işlerinde, gerekse aile içerisinde çalışan genç arkadaşlarımıza şans verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunların özgüvenini sağlaması, bu özgüvenle kendilerini geleceğe, ülke geleceğine hazırlamaları son derece önemli.
YATIRIMLARA DEVAM
– İnşaat projeleriniz var. 500 milyon TL’lik bir yatırım. Başka ne gibi yatırımlar planlıyorsunuz?
Biz porselen üretiyoruz. Porselen eşyası tamamen zerafet endeksli bir üründür. Seramik üretiyoruz, tamamıyla estetik merkezli bir üründür. Turizm sektöründe hizmet veriyoruz, tamamiyle misafirperverlik ve yine hizmete yönelik çalışmaları gerektirir. Residence’a baktığınızda residence da bir yaşam aslında. Orada daire şekillendiriyorsunuz. Orada yeni bir yaşam, yeni bir hayat, yeni bir ev ortamı var. Biz de porselenden, seramikten, turizmden gelen tüm tecrübelerimizi birleştirerek özel bir proje hazırladığımızı düşünüyorum. Basınekspres yolu üzerinde yeni bir yaşam hayata geçecek. İki karma proje, iki kuleden oluşuyor. Yanında da 5 yıldızlı bir dünya markası zincir otel var. Dolayısıyla iki proje olarak bakmak lazım. Türkiye’deki inşaat sektörünün gelişmesi sürecindeki geldiğimiz, o markalı konut projesi anlayışının bir sonucudur aslında. Sattığımız ilk ama bu son olmayacak, devam edeceğiz. Çünkü farklı özel projeler geliştirmeyi şirket olarak çok seviyoruz. Bakın bizim yaptığımız işlere, herkesin yaptığını yapmayız. Farklı arayışlarımız vardır. Kim ne yapmıyorsa biz onları bulalım, yapılmayan neler varsa onları keşfedelim, onları yapalım şeklinde bir şirket mantığımız var. Çok da keyifli oluyor. Taklit edilmek bizim çok hoşumuza gider, bundan hiç rahatsız olmayız. Yaptığımız hangi iş olursa olsun ne kadar çok taklit edilirsek çok mutlu oluruz ki yaptığımız işin doğruluğunun sağlaması anlamında da bize bir güven verir bu.
ÜRETİMDE DARALMA YOK
– Porselen, seramik, turizm ve inşaat dedik. Bu üç sektörde genel hava nasıl?
Biz aynı zamanda ambalaj sektöründe de faaliyet gösteriyoruz. Dolayısıyla çok çeşitli sektörlerden, firmalardan üretim yaptığımız için bence en önemli kıstası alabileceğimiz sektör bence ambalaj. Çünkü tekstilden gıdaya yüzlerce firmaya üretim yapıyoruz. Memnuniyetle söylemek istiyorum, ambalaj fabrikamızın gelen üretimlerinde hiçbir daralma yok. Bu demek oluyor ki işletmeler üretim yapıyorlar. Yapıyorlar ki ambalaj malzemelerini bizden alıyorlar. Turizm de bir yavaşlama söz konusu ama Antalya bölgesinde ve Rusya ve Almanya’dan gelen turistlerin yoğun olduğu bölgelerimizde bu yaşanıyor. İstanbul’da biraz daralma var, Anadolu da biraz daha termalin olduğu dinlenme amaçlı olan yerlerde biraz daralma var. Düzeltir miyiz? Düzeltiriz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak yapacağımız tatillerde biraz buna destek vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Özetle iç turizm de biraz daralma var. Porselen sektörüne gelecek olursak, porselende biz üretimimizin yüzde 50’sini ihraç ediyoruz. Bu arada memnuniyetle söylemek gerekir ki Kütahya Porselen şu anda dünyanın en büyük üretim kapasitesine sahip tesisi. Bu anlamda yüzde 50’sini de ihraç ediyor olmak bizlere memnuniyet veriyor. Bu gurur da hepimizin diye düşünüyorum. İnşaat da şu an itibariyle gayet iyi. Kurumsal firmaların markalı projeleri her zaman için en fazla tercih edilen projeler. Çünkü orada bir güven de satıyorsunuz. Sadece daire alayım yatırım yapayım anlamında çok ucuz fiyatlara sunulan projeler zaman zaman yatırım yapmak isteyenleri sükut-u hayale uğratabiliyorlar. Tabii ki burada güven, öncelikli dikkat edilmesi gereken unsurlardan bir tanesi. İyi projeler sunulabilir, çok iyi reklam yapabilirler. Güvenmeyeceğiniz firmaların projelerine de itibar edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bu anlamda ülkemiz özellikle mütekabiliyetin çıkması ile birlikte, yurtdışından gelen yatırımcıların da çok önemli talepleri olmaya başladı. Onların istek ve taleplerine yönelik projeler geliştirilmeye başlandı.
‘TÜRKİYE TURİSTİYİZ ‘
– Dernek olarak turizmi geliştirmek amaçlı projeleriniz var mı?
2016 senesinde iç turizmin biraz daralacağını maalesef üzülerek görüyoruz. Bu anlamda ülke turizmine katkı sağlamak için bir düşüncemiz vardı, onu hayata geçirdik. Projemizin ismi ‘Türkiye Turistiyiz.’ Buradaki önerimiz şu, bu sene tatillerimizi yurt içinde yapalım. Gitmediğimiz yerlere gidelim, gezmediğimiz yerleri gezelim. Hem ülke zenginliklerimize bir kez daha tanıklık edelim hem de daralan Türkiye turizmine katkıda bulunalım. Çünkü bu güne kadar çok sayıda vatandaşımızın yurtdışında tatillerini yapma alışkanlıkları olduğunu gördük. Bu daralan turizm döngüsü için de katkımızın böyle olacağını ve biraz daha bu sürece katkı sağlayacağımızı düşünüyoruz. Bu anlamda çok duyarlı vatandaşlarımız var. Özellikle Antalya bölgesi tesislerimizin yönetici ve sahipleri olmak üzere bu konuyu çok da sahiplendiler. Bu anlamda Türkiye deki genç ve nitelikli tesislerin boş kalması hakikaten ülke ekonomisi için büyük bir kayıptır. Dolayısıyla bu çerçevede biz de diyoruz ki bu sene tatilimizi Türkiye’de gerçekleştirelim.
– Sizce bu daralma nasıl bir etki yaratacak?
Şubat ayındaki bir toplantımızda Sayın Cumhurbaşkanı’mıza bu konuyu açtık. Kendisine bu vesileyle teşekkür etmek istiyorum. TUGİK’in bu projesine kendisi de sahip çıktı ve destek verdi. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın destek vermesiyle birlikte bu proje çok daha güçlendi ve çok daha anlam kazandı. Çok sayıda turizmci arkadaşımız var bölgede çalışan ve yatırımı olan. Kendisiyle de sürekli görüşüyorum. Biz bu konuyu gündeme getirmemizden sonra bir kamuoyu oluştuğunu ve bu yönde konunun duyurulması ile birlikte şu gireceğimiz yaz aylarında bunun neticelerinin alınacağına dair beklentilerinin olduğunu söylüyorlar. Bizimde zaten beklentimiz ,en büyük mutluluk kaynağımız bu.
MİLLİ TAKIM’A DESTEK SOSYAL SORUMLULUK
– Futbol Milli Takım ana sponsorusunuz. Bunun hem sizin firmanız, hem ülke tanıtımına katkısı nedir?
Türkiye de futbol son derece önemli. Son derece de severiz. Futbolla yatar, futbolla kalkarız. Hepimizin bir gönül verdiği takım var, ama biz bu işi kulüpler bazında değil, Milli Takım bazında olması durumunda daha anlamlı olacağın düşündük. Bu anlamda 2 sene önce Türkiye Futbol Federasyonu ile bir anlaşma imzaladık ve iki yıldır gururla ana sponsorluk sürecimizi devam ettiriyoruz. Tabi burada konu şu aslında, bir takım maddi destakleri de sağlamak Federasyon’a ve Milli Takım’ımıza. Ama bununla birlikte Anadolu’nun son derece önem verdiği futbola katkı sağlamak. Milli takımımızın kazandığı zaferler hakikaten hepimizi hep ağlatır. Zafer bizleri sokağa döker. Ne kadar güçlü olursa Milli Takım’ımız o kadar hepimiz mutlu oluruz diye düşünüyorum. Bir anlamda sosyal sorumluluğumuz olarak ta hissediyoruz. Yakın zamanda Avrupa Futbol Şampiyonası başlıyor. Haziran ayında. İlk üç maçımız bizim için son derece önemli. O maçlarda yeterli ve güzel sonuçlar almamızla birlikte onun arkası da gelecektir. Tabi o günler bizim için sokağa dökülme günleri olacaktır diye düşünüyorum. Fatih Terim hocamız müthiş bir yönetici, yani sadece teknik direktör değil, çok iyi yönetiyor süreci. Futbolcu arkadaşlarımızın da sahada ortaya koyacakları o başarılı futbolla, ümit ediyor ve bekliyorum ki hepimiz tekrar ağlaya ağlaya zafer çığlıklarıyla sokakta elimizde Türk bayrakları ile dolaşacağız.
News
