Ömer Lekesiz: Kültürel hegemonya sarsıldı

Sanat eleştirmeni Ömer Lekesiz, günümüz sanat dünyasında var olan kültürel hegemonyanın sarsıldığını söyleyerek, “Gezi eşkıya kalkışmasının bir yanıyla sanata ve sanatçıya dayandırılmak istenilmesinin nedeni kültürel hegemonyada yaşadıkları sarsılmadır” dedi.Türkiye’de günümüzün sanat ortamının, en az siyaset ortamı kadar karışık, sorunlu ve arayışa dönük bir ortam olduğunu belirten Lekesiz, “Son ikiyüz elli yıldır Batı taklitçiliğine dayalı olarak sürdürülen sanat eğitiminden ve uygulamasından halkımızın benimseyebileceği bir sanat anlayışı ve tarzı doğmadı” diye konuştu. “Çağdaşlık, modernlik, muasır medeniyete erişme” söylemiyle, “içi boş ama cazibeli sloganlar” eşliğinde sanata ve dolayısıyla kültürel ortama hâkim olmak isteyen bir hegemonyanın varlığına dikkati çeken Lekesiz’e göre sanat ortamında yaşanan sorunların nedeni, sözünü ettiği hegemonyanın son yıllarda yaşadığı sarsılma.  

KIRILMA YAŞANIYOR

Ortaya çıkan tabloyu ise şöyle özetliyor Ömer Lekesiz: “Kültürel ortama hakim olmak isteyen bu hegemonyanın devletle kurduğu ilişkilerde ciddi bir kırılma yaşanıyor. Bu kırılma, aynı zamanda sanat zevkinde, sanat-pazar ilişkilerindeki bir değişimin de habercisi. Ülkemizde özellikle son on beş yılda geleneksel sanatlar diye tanımlanan, Batıcılaşma öncesindeki hat, minyatür, tezhip, ebru, katı gibi sanatlarımıza ilginin yeniden canlanması, mahalli idarelerin bu sanatları öğretmek ve uygulamak için açtıkları kurslarda, atölyelerde çok sayıda zanaatkar ve sanatçının yetişmesi, doğal olarak sergiler yoluyla sanat ortamını farklı bir yönde canlandırdı. Sanat pazarı da bu yönde bir canlanma gösterdi ve modern sanatlar da sözünü ettiğim hegemonyanın temsil mekanlarıyla, yani Nişantaşı’yla, Teşvikiye’yle ve İstiklal Caddesi’yle sınırlı kaldı.”

“Gezi eşkıya kalkışmasının bir yanıyla sanata ve sanatçıya dayandırılmak istenilmesinin nedeni kültürel hegemonyada yaşadıkları sarsılmadır” tespitinde bulunan Lekesiz, “Batıcı, taklitçi sanat ve onu temsil eden hegemonya, sorunlarını sanatta farklılaşarak, beğeni hinterlandını genişleterek değil, alışkın olduğu şekliyle siyaset üzerinden yürütme çabasında” dedi.

DEVLET İMKAN VERİR

Böyle bir zeminde muhafazakar camianın sanatta iktidar oluşturamadığını kaydeden Lekesiz, kültür ve sanatın devlet tarafından şekillendirilemeyeceğini ancak devletin kültür ve sanatı şekillendirecek unsurların önünü açmak, çalışma alanlarını genişletmek ve imkanlarını çoğaltmak misyonunu benimsemesi gerektiğini vurguladı.      

MEDYADA FEDA EDİLEN HEP KÜLTÜR 

Sanat eleştirmeni Lekesiz, yazılı ve görsel medyanın da kültürel hegemonyanın durumunun yansıtılmasında önemli bir rolü olduğuna işaret ederek,  “Medyanın işi sarsılmış durumda olan kültürel hegemonyaya hizmet etmek değil artık, bilakis sulandırabildiği, sığlaştırabildiği kadar kullanmalı. Fakat ne yazık ki gazetelerde reklam için feda edilen ilk sayfanın genellikle kültür sayfaları ve kitap ekleri olduğunu görüyoruz. Halbuki sözünü ettiğimiz problemlerin çözümü için en önemli alanlar kültür sanat sayfaları ve kitap ekleridir” diye konuştu. TRT’nin kültür ve sanat programlarında ısrarlı olduğuna ve kimi nitelikli programlara imza attığına da dikkat çeken Lekesiz, kimi kurumsal yayınevlerinin ve son günlerde kimi gazetelerin kültür sanat dergilerine verdiği önemin de gözardı edilmemesi gerektiğini belirtti.